Sarı Abdullah Efendi 17. yüzyılın önemli sûfî müelliflerinden biridir. Bıçakçı Ömer Dede ile başlayan; İsmail Mâşukî, İdrîs-i Muhtefî, Sütçü Beşir Ağa gibi isimlerle silsilesi devam eden Bayrâmî-Melâmî (Hamzavî) geleneğe ve Celvetî yoluna mensup müellif oldukça zengin içerikli eserler kaleme almıştır. Bu eserlerin içinde en hacimlisi Cevâhir-i Bevâhir-i Mesnevî adını verdiği, Mesnevî-i Mânevî’nin ilk cildinin şerhi niteliğinde olan beş ciltlik kitabıdır. Bu şerh, Mesnevî’nin ilk cildine yapılan en geniş şerh olması yönüyle önemli olduğu kadar tasavvufta konu edinilen birçok meseleye büyük bir derinlikle değinilmesi bakımından da dikkate değer bir nitelik taşımaktadır.
Aslınur Akdeniz Brehmer’in hazırladığı bu eser, Cevâhir-i Bevâhir-i Mesnevî’de ilk on sekiz beytin şerhini içermektedir. Eserin transkripsiyonu matbu nüsha üzerinden yapılmış, herkes tarafından okunabilmesini sağlamak amacıyla metnin hem transkripsiyonu hem de günümüz Türkçesindeki karşılığı okura sunulmuştur.
Mesnevî’nin Parlak Cevherleri adıyla yayımladığımız bu kitap, anlam arayışında olan bugünün insanını büyük bir manâ yolculuğuna davet ediyor. Hazret-i Mevlânâ’nın “Dinle!” kelamıyla başlayan eserinden ilham alan Sarı Abdullah Efendi de “ey benim rûhum”, “gözümün nûru” diye hitap ettiği okuyucusuna, denize benzettiği Mesnevî’den kıymetli cevherler sunuyor…