Gerçeği Gösteren Ayna (Mir’ât-ı İncilâ-yı Hakîkat / Niyâzî-i Mısrî Şerhi)

İnsanlık âlemine tasavvuf tarihi ve gönül ehli zatlarla ilgili otuzdan fazla eser bırakan, XX. asrın yüzakı şahsiyetlerinden birisi Osmanzâde Hüseyin Vassâf Bey…
Hüseyin Vassâf, çok iyi yetişmiş bir kalem erbâbıdır. Onun tasavvufa ve mutasavvıflara olan muhabbeti, bitip tükenmek bilmeyen öğrenme ve araştırma arzusuyla bir araya gelince ortaya muhteşem eserler çıkmıştır. Elinizdeki Mir‘ât-ı İncilâ-yı Hakîkat adlı eser de bunlardan birisidir. Günümüz ifadesiyle “Gerçeği Gösteren Ayna” başlığıyla yayınladığımız bu eser, edebiyat tarihimizdeki en doyurucu şiir şerhlerinden biri konumundadır. Gerçeği Gösteren Ayna, Vassâf Bey’in pek hürmet ettiği ve kendisinden “Hz. Pîr-i Destgîr” yahut “Lücec-i Asrî Hazret-i Mısrî” gibi övgülerle bahsettiği XVII. asır mutasavvıflarından Niyâzî-i Mısrî (1618-1694)’nin iki şiirinin şerhidir. Eserde, “Halk içre bir âyîneyim herkes bakar bir ân görür” ve “İbn-i vaktem ben ebu‘l-vakt olmazam” matla mısralarıyla başlayan nutk-ı şerîfler, büyük bir vukûfiyetle şerh edilmiş ve kapsamlı bir eser ortaya çıkmıştır. Aynanın insân-ı kâmil için bir mecaz olduğu düşünülürse, Hak âşıklarına bir ayna mesabesindeki ehlullahın kelâmıyla ortaya çıkan hakikat de kendiliğinden anlaşılmış olacaktır…

Gül Bahçesinden Mektuplar (Mürâselât)

Birçok mürşidden beslenen Hüseyin Vassâf’ın gönülden bağlı olduğu mürşidlerinden birisi de Şuayb Şerefeddin Efendi’dir. Vassâf Bey, Şeyh Şuayb Şerefeddin Efendi’nin Hasan Sezâî-i Gülşenî’nin bir gazeline yaptığı şerhine hayran kalmış ve hiç görüşmeden Onunla sekiz sene mektuplaşmış, daha sonra Edirne’ye giderek kendisine intisap etmiştir. Kendisiyle görüşmesinden sonraki ve önceki mektuplarıyla, şeyhinin ailesi, halifeleri ve sevdiklerinden gelen ve bunların bazılarına cevaben yazdığı mektuplardan oluşan Mürâselât adlı eseri de Vassâf ’ın hayatı ve fikir dünyası açısından oldukça önemlidir.
Hüseyin Vassâf’ın Şerefeddin Efendi ve Onun yakınlarıyla çok samimi bir üslupla görüştüğü bu mektuplarda; mutasavvıfların hayatları, İbn-i Kemâl ve Niyâzî-i Mısrî’nin şiirleri, bazı tasavvufî konuların izahı, önemli kitaplar üzerine yapılan yorumlar, bazı rüyaların tabirleri gibi konularda doyurucu bilgiler bulacak; gönül ehli ve kalem erbâbı iki büyük zâtın bu zarif mektuplarını büyük bir zevkle okuyacaksınız.

Mevlid Şerhi (Gülzar-ı Aşk)

Hüseyin Vassâf Bey, yazmış olduğu eserleriyle Türk-İslâm kültürüne önemli hizmetlerde bulunmuş tasavvuf tarihçilerimizdendir. Daha ziyade, Sefine-i Evliyâ adlı sûfiler tezkiresiyle tanınan müellifin, önemine binaen bugüne kadar gün yüzüne çıkmamış eserlerinden birisi de, Süleyman Çelebi Hazretlerinin yaklaşık 600 yıldan beri okuna gelen Vesîletü’n-Necât adlı meşhur Mevlid-i Şerîf’inin şerhidir.
Gülzâr-ı Aşk, Süleyman Çelebi’nin Mevlid’i hakkında yazılmış bilinen en geniş ve en önemli şerhtiir.

Hüseyin Vassâf, eserinde Süleyman Çelebi’nin Vesîletü’n-Necât’ının her beytini -bazı istisnalar dışında- tek tek açıklamıştır. Beyitlerde geçen dinî ve tasavvufî terminolojiyi ana kaynaklardan faydalanarak açmış, bu arada söz konusu kavramlarla ilgili gramatikal ve kültürel birikimini en ince ayrıntısına kadar anlatmıştır. Bu özelliğiyle Gülzâr-ı ‘Aşk, bir başucu kitabı niteliği taşımaktadır.