Tasavvufa Dair; Tasavvuf Bi’t-Tarikat

Eroğlu Nûri, bugüne kadar, edebiyat ve tasavvuf tarihi araştırmalarında çok iyi tanınan bir şahsiyet değildi. Adı, Bursalı Mehmed Tahir’in Osmanlı Müelliflerinde verdiği, -bir kısmı yanlış olan- bir kaç satırlık bilgide ve güldestelerde yer alan dört-beş şiiriyle geçmekteydi. Bu kutsal gönüllü zatın hayatı ve şiirleri ilk defa tarafımızdan bir çalışmayla gün ışığına çıkarılmıştır. (Bkz. Eroğlu Nûri, Divânçe-i İlâhiyat, Haz. M. Tatcı, Ankara 2002.)

Elinizdeki eserde İns ve cinnin yaratılma sebebi, güzel ahlak ve ibadetlerin neticesi, kelime-i tevhîd sırrı, mâl, cândan ve çocuklardan yapılan imtihanlar, bey’atin hakikati, nefs mertebeleri, silsile-i manevî, şeyhler ve yalancı şeyhler vs. fasıllar halinde anlatılmaktadır. Eser, tasavvuf ve mürşidin gerekliliğini açıklayan, talipler için yazılmış tasavvufa giriş mahiyetinde bir eserdir.

Orijinal ismi Tasavvuf Bi’t-Tarîkat olan ve Tasavvufa Dair adı altında neşretmiş olduğumuz bu eser, Anadolu’nun büyük mutasavvıflarından Eroğlu Nûrî’nin kaleme almış olduğu ve tasavvufun temel meselelerine gayet açık ve anlaşılır izahlar getiren bir eserdir. Tasavvuf meraklılarının ve araştırmacılarının mutlaka edinmesi gereken bu eser; zikir, tevhîd, nokta, biat, nefs, kalb-i selîm, devrân, sülûk, rüya ve sahte şeyhler gibi kavramlarda başvuru kaynağı niteliğini taşıyor.

Dîvânçe-i İlâhiyât / Eroğlu Nûri

Eroğlu Nûri (k.s.) XVI.-XVII. asırlar arasında Elmalı’da ve Finike’ye bağlı Turunçova’da yaşayan ve Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin Marmaravî ile başlayıp Niyâzî-i Mısrî ile devam eden silsilenin mürşidlerinden olan bir gönül insanıdır. Büyük Hak âşık ve ârifi Vehhâb Ümmî Halvetî tarafından yetiştirilen mutasavvıf, uzun süre Elmalı’da irşâd ile uğraştıktan sonra 1603 senesinde Turunçova beldesinde vefat etmiştir. Yakın zamanda inşa edilen türbesi, Alacadağ’ın zirvesindedir. Elmalı gibi Anadolu’nun kültür merkezlerine uzak bir beldesini bir kültür havzasına dönüştüren sûfîlerin içinde Eroğlu Hazretleri de bulunmaktadır. Onun Yûnus Emre üslûbuyla yazmış olduğu nutk-ı şerîflerinden oluşan divânçesi, geleneğin güçlü sesini günümüze taşımaktadır. Eroğlu Hazretleri gerek irşâd ettiği dervişleriyle ve gerekse yazdığı ilâhîleriyle yaşadığı günden bugüne Toroslar’ın zirvesinden bütün kültür coğrafyamıza dirlik ve birlik nefesini bir bahar yeli gibi üfleyip durmaktadır. Bu ilâhîlerin yayınıyla Eroğlu’nun nefesi, dört asır sonra aşksız gönüllere yeniden hayat iksiri olacaktır, vesselâm…